Çalışanların ücretleri eksik gösterilmesi durumunda ne yapılır?

Av. Murat Turgut MINAR

ÇALIŞANLARIN EKSİK GÖSTERİLEN ÜCRETLERİ NEDENİYLE YAŞADIĞI HAK KAYIPLARI VE TAZMİNİ

    İşverenlerce son yıllarda çalışanların maaşlarının eksik gösterilmesi olağan bir durum olarak göze çarpmaktadır. İşveren, işçinin maaşını eksik göstererek daha az SGK primi ödemekte, işten çıkış halinde ise işçiye daha az tazminat vermektedir. İşverence bu durum kısa vadede karlı bir durum olarak gözükmekteyse de orta ve uzun vadede gerek işçiye gerek işverene ciddi zararlar doğurmaktadır.

    Günümüz de özel sektörde çalışanların önemli bir kısmının maaşları asgari ücret üzerinden gösterilmekte ve asgari ücretin üzerinde aldıkları kısmı ise elden ödemeyle almaktadırlar. İşverence asgari ücret nisabında ki ödemeler işçilerin bordrolarına da yansımakta ve bu bordrolar işçilere imzalatılarak hak kayıplarını hukuka uygun hale getirilmesi amaçlanmaktadır.

    İŞÇİNİN HAKLARI NELERDİR?

1-    4857 sayılı İş Kanunu'nun 24'üncü maddesine göre işçi, işverenin eksik ücret ödemesi ile kendisinin mağdur edilmesinden dolayı iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Bu noktada özellikle belirtmek gerekir ki iş akdinin feshi ile istifa birbiri ile karıştırılmamalıdır.  Haklı nedenle feshin ispatı hususunda kolaylık sağlaması adına işverene noter kanalıyla ihtar çekilmesi ve bu doğrultuda iş akdinin feshi faydalı olacaktır. İşçinin iş akdini haklı nedenle feshetmesinden dolayı kıdem tazminatı alma hakkı da bulunmaktadır.

2-    İşçi aynı zamanda doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumuna veya Alo 170’i arayarak da işveren hakkında şikâyetçi olabilir. Kurumun yaptığı soruşturma neticesinde işverene ciddi idari para cezaları kesilebilir. Ayrıca işverene eksik primlerin ödetilmesi de yükletilecektir.

3-    İşçi hizmet tespiti davası açabilir. Hizmet tespit davası, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 86. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; sigorta bildirimi eksik yapılan veya hiç yapılmayan çalışanlar 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde bu davayı açmalıdırlar. Eğer işçi aynı işveren yanında birden fazla giriş ve çıkış yapmış ise, bu 5 yıllık süre her çalışma dönemi için ayrı ayrı hesaplanacaktır.

    Hizmet tespiti davasında davalı olarak hem Sosyal Güvenlik Kurumu hem de işveren birlikte gösterilir. Burada işçinin doğrudan doğruya maddi bir kazancı olmayacaktır. Ancak eksik yatırılan veya hiç yatırılmayan primleri ödenecek; alacağı tazminat miktarı ve emekli aylığı artacaktır. Sosyal Güvenlik Kurumu da bu ödemeyi işverenden rücu edecek ve ayrıca idari para cezası kesecektir.

    İŞÇİ ALACAĞI DAVASI VE TAZMİNAT DAVASI BİRLİKTE AÇILABİLİR Mİ?

    Uygulamada herhangi bir avukat yardımı almadan dava açan şahısların bu hususta ciddi yanılgıya düştükleri ve mağdur oldukları gözlemlenmektedir. İş davalarının ağırlıklı olarak işçiler lehine sonuçlandığı görülmekle birlikte özellikle usul hataları nedeniyle işçi aleyhine de sonuçlandığı gözlemlenmektedir.

    Hizmet tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin ve re'sen araştırma ilkesine tabi iken, işçilik hak ve alacakları talebine ilişkin davalar, taraflarca hazırlama ilkesine tabi olup, her iki dava türü, yasal dayanakları ve buna bağlı olarak yapılacak inceleme ve araştırma yöntemler ile temel ilişkinin kanıtlanmasında izlenecek usul ve davaların tarafları açısından büyük farklılıklar içermektedir.

    Dolayısıyla bu davaların aynı dava üzerinden açılmaması gerekmektedir. Bu davaların birbirinden ayrı olarak açılması ciddi hak kayıplarının da önüne geçecektir.

    Her olay kendi şartlarına göre değerlendirileceği için hususla ilgili olarak bir avukattan hukuki yardım alınması yıllarca mağduriyetlerle biriken emeklerin kaybolmaması için tek makul yol olduğu unutulmamalıdır.

    2019 yılının herkese sağlık ve mutluluk getirmesini diler, bu yazı vesilesiyle tüm okuyucuların da yeni yıllarını kutlarım.

    Saygılarımla

 AV. MURAT TURGUT MİNAR

av.minarmurat@gmail.com