Almanya’da konut piyasasında ayrımcılık alarm veriyor. Alman Uyum ve Göç Araştırmaları Merkezi’nin (DeZIM) "Alışılmış eşitsizlik: Irkçılık ve yaşam koşulları" başlıklı yeni araştırması, göçmen kökenli kişilerin ev ararken sistematik olarak dezavantajlı duruma düşürüldüğünü ortaya koydu.

10 Aralık 2025 Çarşamba 14:04’te yayımlanan bulgular, Almanya’da ırkçılığın özellikle konut arayışında kendini güçlü biçimde hissettirdiğini gösteriyor. Yaklaşık 9 bin kişiyle yapılan görüşmeler ve resmi verilerin analiz edildiği çalışma, 2024 Ağustos-2025 Ocak dönemini kapsıyor.

Ortadoğu ve Afrika kökenli isimlere yanıt daha az geliyor

Araştırma kapsamında ayrıca bir deney gerçekleştirildi. Gerçek konut ilanlarına, yalnızca isimleri değiştirilen ancak gelir ve diğer tüm koşulları aynı olan başvurular gönderildi. DW Türkçe’nin aktardığına göre, araştırmayı yürüten Tae Jun Kim, özellikle Afrika veya Ortadoğu kökenli isimler taşıyan başvuru sahiplerinin çok daha az yanıt aldığını ve ev görmeye davet edilme olasılıklarının belirgin şekilde düştüğünü belirtti.

Ayrımcılığa uğrayanlar daha kötü şartlarda yaşıyor

Araştırma sonuçları, konut piyasasındaki ayrımcılığın pratikte yaşam koşullarını da ağırlaştırdığını ortaya koydu. Irkçı biçimde kategorize edilen kişilerin:

• Daha sık kiracı olduğu,

• Ortalama olarak daha küçük dairelerde yaşadığı,

• Hava kalitesinin kötü ve yeşil alanın az olduğu bölgelerde ikamet ettiği

tespit edildi.

Konut koşulları karşılaştırıldığında; ayrımcılığa maruz kalanlarda kişi başına ortalama 47 metrekare ve 1,3 oda, ayrımcılığa uğramayanlarda ise 69 metrekare ve 1,9 oda düştüğü belirlendi.

Kira sözleşmeleri de daha güvencesiz

Ayrımcılıktan etkilenen grupların barınma giderleri nedeniyle daha fazla baskı hissettiği de çalışmanın önemli sonuçları arasında. Bu kişilerin daha sık:

• Endeksli veya kademeli kira artışı içeren sözleşmelere sahip olduğu,

• Süreli sözleşmelerle oturduğu,

• “Alt kiracı” veya geçici kiracı pozisyonunda bulunduğu

belirlendi.

Uzmanlardan kapsamlı reform çağrısı

Araştırma ekibi, bulgulara dayanarak kapsamlı politika önerileri geliştirdi. Bunlar arasında:

• Sosyal ve kamu yararına yönelik konutların artırılması,

• Kira hukukunda daha sıkı düzenlemeler yapılması,

• Endeksli ve kademeli kira artışlarının yasal olarak sınırlandırılması

yer alıyor.

Ayrıca, konut bağlamında ayrımcılığın “hukuken daha etkili şekilde takip edilebilmesi” için Genel Eşit Muamele Yasası’nda (AGG) reform yapılması önerildi.