AKP’nin kurucu ismi Hüseyin Çelik uyardı: Parti o akıbetten kurtulamaz!

AKP’nin kurucularından ve eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Erdoğan sonrası liderlik tartışmalarını “abesle iştigal” olarak nitelendirdi.

AKP’nin kurucu ismi Hüseyin Çelik uyardı: Parti o akıbetten kurtulamaz!
Yayınlanma Tarihi : 08 Ekim 2025 21:57

AKP’nin kurucu isimlerinden Hüseyin Çelik, katıldığı televizyon programında partisinin geleceğine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.


Sözcü TV’de konuşan Çelik, Türkiye’de karizmatik liderlerin ardından partilerin ayakta kalamadığını belirterek, “Demirel’den sonra DYP, Özal’dan sonra ANAP yaşamadı. AK Parti de Erdoğan sonrası aynı kaderi paylaşabilir” ifadelerini kullandı.


Çelik ayrıca AKP’nin kuruluş yıllarında bir “kadro hareketi” olduğunu, ancak bugün parti içinde liyakat yerine sadakat ve biat kültürünün hakim hale geldiğini söyledi.

 

Hüseyin Çelik, Türkiye siyasetinde karizmatik liderlerin ardından partilerin sürdürülebilirliğini kaybettiğini öne sürerek, AKP’nin de Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra benzer bir akıbetle karşı karşıya kalabileceğini dile getirerek şöyle konuştu:


Karizmatik liderlerin partileri kendilerinden sonra yaşama yaşamaz, yaşama hakkına sahip değil. Bakın bunu yabana atmayın. Merhum Demirel karizmatik bir liderdi. Merhum Demirel'den sonra Doğru Yol Partisi yaşamamıştır. Merhum Turgut Özal karizmatik bir liderdi. Merhum Özal'dan sonra Anavatan Partisi yaşamamıştır. Hiçbir parti AK Parti kadar lideriyle özdeşleşmemiştir. Dolayısıyla bugün AK Parti eşittir Recep Tayyip Erdoğan'dır. Dolayısıyla ben Sayın Erdoğan'dan sonra kim partinin başına geçer tartışmalarına girmiyorum. Bunu da abesle iştigal olarak değerlendiriyorum. Kim gelirse gelsin nasıl ki Sayın Çiller geldi DYP'nin başına işte ilk seçimde %24'e düştü. Sonraki seçimde 19'a düştü. Sonra 12'ye düştü. Sonra 9'a düştü. Sonra buharlaştı. Anavatan Partisi Özal'dan sonra Sayın Yıldırım Akbulut'la, Sayın Mesut Yılmaz'la düşe düşe 2002 seçimlerinde %5'e düştü. Ondan sonra da tarihe karıştı, şu anda bir tabela partisi olarak var. Dolayısıyla Sayın Erdoğan'ın karizmasıyla ayakta duran, Sayın Erdoğan'ın karizmasıyla yürüyen AK Parti'nin de başına ister Ahmet ister ben isimler üzerinde durmuyorum. Ahmet'i getirin, Mehmet'i getirin. Kimi getirirseniz getirin bu akıbetten kurtulamazsınız.

AK PARTİ KURULURKEN BİR KADRO HAREKETİYDİ


Çünkü AK Parti kurulurken bir kadro hareketiydi fakat şu anda bir kadro hareketi değil. Liderler zayıfken etraflarını güçlü insanlardan oluştururlar. Güçlendikleri zaman o liyakat ve ehliyet prensibi ortadan kalkar, yerine mutlak sadakat ve biat prensibi gelir ve etraflarına daha çok zayıf insanlar toplarlar. Dolayısıyla mesela biz 2002'de, 2001'de ben hiç unutmuyorum biz Sayın Abdullah Gül, Sayın Abdülatif Şener'le beraber gazetelerin ve televizyonları Ankara temsilcilerini dolaşıyorduk.

Bize şu soruyu soruyorlardı, “Hasan Celal Güzel rahmetlinin Anayasa Mahkemesindeki davası aleyhte sonuçlanacak. Bu da Sayın Erdoğan için emsal karar olacak ve sizin lideriniz yasaklı hale gelecek. Ne yapacaksınız?” diye bize soruyorlardı. O zaman biz diyorduk ki bu kadrodan 10 tane başbakan, 10 tane genel başkan çıkar. Elini vicdanına koyan herkes de bunu kabul ediyordu. Fakat bugün bunu söyleyemezsiniz artık. Bu açıdan ben o parti içerisinde Ahmet Mehmet'e çalışıyor, Mehmet Ahmet'e çalışıyor. O onun adamıdır, bu onun adamıdır. En azından bildiğim şey var. Ben hiçbirinin adamı değilim.