İsmail Saymaz'dan şok çıkış! Sıranın Mansur Yavaş’a geleceği belliydi.
Gazeteci İsmail Saymaz, Ankara Büyükşehir Belediyesi hakkında başlatılan soruşturmaların siyasi bir planın parçası olduğunu öne sürdü.

İsmail Saymaz, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarla ilgili çarpıcı iddialarda bulundu. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve adaylık hakkının elinden alınmasına yönelik hamlelerden sonra sıranın Mansur Yavaş’a geldiğini söyleyen Saymaz, 2028 seçimleri için iki aşamalı bir plan yürütüldüğünü savundu. Saymaz’a göre amaç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden adaylığını sağlamak ve karşısına kazanma ihtimali düşük bir rakip çıkarmak. Bu çerçevede Yavaş hakkında yürütülen “154 milyon TL’lik konser zararı” soruşturmasının da siyasi senaryonun bir parçası olduğunu dile getirdi.
İşte Saymaz'ın Halktv.com.tr'deki yazısının ilgili bölümü:
Beştepe, 2028’i șansa, talihe ve kadere bırakmak istemiyor.
İki aşamalı bir plan uygulanıyor.
Bir: TBMM’de en az 360 oyu bularak, Türkiye’yi erken seçime götürüp Erdoğan’a bir kez daha cumhurbaşkanı adayı olma imkanı sağlamak.
İki: Erdoğan’ın aday olması yetmez, kazanmasını da garanti altına almak. Yani, yeneceği bir rakiple yarışmasının koşullarını hazırlamak.
Bu doğrultuda ilk olarak Ekrem İmamoğlu tutuklandı.
İmamoğlu’nun adaylık hakkını elinden almak için diplomasını iptal ettiler.‘Ahmak Davası’ ile siyasi yasak getirmeyi hedefliyorlar ki, İmamoğlu ‘belasından’ bütünüyle kurtulabilsinler.
Yine de tehlikeyi bertaraf edebilmiş değiller.
İmamoğlu kadar güçlü bir rakip olan Mansur Yavaş, adaylık iddiasını sürdürdükçe Erdoğan’ın 2028’e garanti gözüyle bakması zor.
2019’dan bu yana adının sorulduğu her ankette açık ara önde, Yavaş. Erdoğan’ın kale bellediği, İç ve Doğu Anadolu’da yaşayanlar başta olmak üzere milliyetçi ve muhafazakar seçmenin gönül rahatlığıyla oy verdiği, vereceği bir siyasetçi. Beştepe’nin 2028’i dikensiz gül bahçesine çevirmek için Yavaş meselesini halletmesi gerekiyor.
İmamoğlu gözaltına alındığında sıranın Yavaş’a geleceği belliydi.
Bu, yalnızca öncelik ve zaman meselesiydi.
Yedi ay önce İmamoğlu ile başladılar.
Ve dün Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) kapısına dayandılar.
154 milyon TL’lik zarar iddiası
İmamoğlu’na başlatılan diploma davasının ve Yavaş hakkındaki konser soruşturmasının aylar önce ‘Veryansın’ adlı internet sitesinde dolaşıma sokulması tesadüf olmasa gerek. ABB’de, konser ihaleleriyle kamunun zarara uğratıldığı iddiası geçen nisan ayında ‘Veryansın’da ortaya atılmıştı.
Yavaş, basın toplantısı yaparak, suçlamalara cevap verdi.
Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanını görevden uzaklaştırdı.
Yavaş’ın talimatıyla başlatılan iç soruşturmada, bir kamu zararının olmadığı sonucuna varıldı.
İçişleri Bakanlığı müfettişleri aksi yönde karar vererek dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
ABB, 32 konserin hizmet alımında kamuyu 154.453.221 TL zarara uğratmakla suçlanıyor.
Bu iddia doğru mu, değil mi, soruşturma sonunda öğreneceğiz.
ABB’den yapılan açıklamada çok haklı bir karşılaştırma yapılıyor.
AK Parti’nin belediyeyi yönettiği 2014-2019 arasında gerçekleştirilen 80 etkinlik için 33 milyon dolar ödenirken, 2019 yılından 29 Ekim 2024’e kadar 426 etkinliğe 30 milyon dolar harcanmış.
Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği ‘Kültür Yolu’ festivali için ne kadar ödediği açıklanırsa bir kamu zararının olup olmadığı açıklığa kavuşur. Amaç, ABB yetkililerinin karıştığı bir yolsuzluğu mahkum etmekse tabi!
Gökçek, yedi saat önce haber verdi
Eğer Melih Gökçek, bu operasyondan yedi saat önce, 00.35’te, “Hazır mısın Ankara? Hazır mısın Türkiye? Ankara’da milyarlık vurgun patlıyor” diye tweet atmasa; operasyondan sonra İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından yandaş basına, dosyadan alındığı anlaşılan, ‘Soru-Cevaplarla Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne Yönelik Konser Soruşturması’ başlıklı bilgi notu dağıtılmasa “Yavaş’la değil, yolsuzluklarla mücadele ediliyor” diyebilirdik belki.
Yazısının devamı için Halktv.com.tr