Türkiye’de son yıllarda en çok tartışılan meselelerden biri, kira artışları… Enflasyonun gölgesinde kiracı ile ev sahibi arasındaki gerilim her geçen gün artıyor. İşte bu gerginliğin ünlü dünyasına yansıyan örneği, Hülya Avşar’ın Sarıyer’deki evinde yaşandı.
Sabah'ın haberine göre, Avşar’ın dairesinde 2019’dan bu yana oturan kiracı, önce 6 bin lira, ardından 25 bin lira ödüyordu. Ancak ünlü sunucu, piyasa koşullarını gerekçe göstererek kiranın artırılmasını talep etti. Taraflar masaya oturdu, arabuluculuk denendi ama sonuç alınamadı. Son çare mahkeme oldu.
Ve karar çıktı: Hülya Avşar davayı kazandı. Artık kiracı 25 bin değil, 45 bin lira ödeyecek.
Peki mesele sadece Hülya Avşar’ın davası mı? Elbette hayır. Bu dava, aslında Türkiye’deki kira krizinin vitrine çıkmış bir hali. Çünkü her köşe başında, her apartmanda, benzer tartışmalar yaşanıyor. Ev sahibi piyasa değerini istiyor, kiracı ise artan yaşam maliyetleri karşısında nefes almakta zorlanıyor.
Bu noktada aklımıza şu soru düşüyor: Adalet kimin tarafında? Yargı, piyasanın gerçekleriyle vatandaşın alım gücü arasında nasıl bir denge kuracak?
Hülya Avşar örneği, belki de sadece ünlü bir ismin manşete taşınması… Ama perde arkasında, milyonlarca insanın gündelik hayatını sarsan büyük bir ekonomik gerçek yatıyor: Barınma hakkı ve piyasa dengesi arasındaki ince çizgi.
Sadık Şimşek