Almanya’da çifte vatandaşlık tartışması: Vatandaşlık geri mi alınacak?
CDU/CSU’lu siyasetçiler, çifte vatandaşlığa sahip kişilerin ağır suç işlemesi halinde Alman vatandaşlığının geri alınmasını istiyor. Ancak hukukçular, bu talebin Anayasa’ya ve insan haklarına aykırı olabileceği uyarısında bulundu.
Almanya’da çifte vatandaşlık konusu yeniden siyasi gündeme taşındı. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partilerinden bazı milletvekilleri, çifte vatandaşlığa sahip kişilerin ağır suç işlemesi halinde Alman vatandaşlığının derhal geri alınmasını talep etti.
Birlik partisi temsilcileri, mevcut yasal düzenlemelerin “yetersiz” olduğunu savunarak, özellikle terör, şiddet ve devlete karşı suçlarda daha sert yaptırımlar getirilmesi gerektiğini belirtiyor.
“Vatandaşlık bir ayrıcalıktır”
CDU’lu siyasetçilere göre Alman vatandaşlığı yalnızca bir hak değil, aynı zamanda sorumluluk ve ayrıcalık anlamına geliyor.
Parti sözcüleri, “Devlete karşı şiddet içeren suçlar işleyen ya da terör eylemlerine karışan kişiler, Alman pasaportunun ayrıcalığını taşımamalı” görüşünü savunuyor.
Yeni öneriye göre, bu tür durumlarda çifte vatandaşlığa sahip kişilerin Alman vatandaşlığından çıkarılması, güvenlik politikalarının bir parçası haline getirilmeli.
Hukukçulardan Uyarı: “Anayasa’ya Aykırı Olabilir”
Ancak hukuk uzmanları, önerinin eşitlik ilkesine aykırı olabileceği görüşünde. Çünkü yalnızca çifte vatandaşların bu yaptırıma tabi tutulması, tek vatandaşlığı olanlara göre farklı bir hukuki muamele anlamına geliyor.
Hukukçular ayrıca, vatandaşlığın bir “ceza aracı” olarak kullanılmasının insan haklarıyla çelişebileceğini ve bireyleri statüsüz bırakma riski taşıdığını vurguluyor.
Siyasi Tartışma Derinleşiyor
Birlik partisi temsilcileri, önerinin “güvenlik politikaları kapsamında değerlendirildiğini” savunurken; hükümet kanadı, konunun hukuki sınırları konusunda uyarıda bulunuyor.
Tartışma, Almanya’da göç, entegrasyon ve vatandaşlık politikaları üzerinde yeni bir gerilim alanı yaratmış durumda.
CDU/CSU’nun önerisi önümüzdeki haftalarda Federal Meclis gündemine taşınabilir. Ancak hukuk çevreleri, bu düzenlemenin Federal Anayasa Mahkemesi’ne taşınmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyor.