Bir zamanlar Kastamonu’ya bağlı mütevazı bir ilçe olan Bolu, il statüsüne kavuşmasının ardından adeta kaderini yeniden yazdı.

Doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve turizm potansiyeliyle bugün Türkiye’nin en gözde destinasyonlarından biri haline gelen Bolu, her mevsim ziyaretçilerini büyülüyor.

Yeşilin bin tonunu barındıran ormanları, berrak gölleri ve yaylalarıyla Bolu, doğa tutkunlarının vazgeçilmezi. Abant Gölü, Yedigöller Milli Parkı ve Gölcük Tabiat Parkı, sadece Türkiye’den değil, dünyadan da doğaseverleri kendine çekiyor. Kış aylarında Kartalkaya Kayak Merkezi, kayak ve snowboard meraklıları için bir cennet olurken, yazın yaylalar serin bir kaçış sunuyor.

Bolu’nun lezzet dünyası da bir o kadar çekici. Mengen’in ünlü aşçıları ve yöresel tatları, gastronomi turizminin de kapılarını aralıyor. Köroğlu’nun diyarı olarak bilinen bu şehir, tarihi ve kültürel mirasıyla da ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor.

Bir zamanlar sakin bir ilçe olan Bolu, bugün turizmde parlayan bir yıldız. Doğası, kültürü ve misafirperverliğiyle herkesi kucaklayan bu şehir, Türkiye’nin gezilecek yerler listesinde haklı bir yer edindi. Bolu’ya yolunuz düşerse, işte mutlaka görmeniz gereken yerler. 

 Doğal Güzellikler

Bolu, “yeşilin başkenti” olarak anılır. Ormanlarla kaplı arazisi, gölleri ve yaylalarıyla doğaseverlerin uğrak noktasıdır:

- Abant Gölü: Romantik manzaraları ve çevresindeki yürüyüş yollarıyla ünlü. Her mevsim başka bir güzellik sunar.

- Yedigöller Milli Parkı: Yedi gölün bir arada bulunduğu bu doğa harikası, sonbaharda renk cümbüşüyle fotoğrafçıların gözdesi.

- Gölcük Tabiat Parkı: Küçük ama etkileyici gölü ve çevresindeki piknik alanlarıyla sakin bir kaçış noktası.

- Kartalkaya Kayak Merkezi: Kış turizminin önde gelen adreslerinden. Kayak ve snowboard için ideal.

- Yaylalar: Aladağ, At yaylası ve Sarıalan gibi yaylalar, yazın serin bir mola sunar.