Prof. Dr. Şenol Babuşçu ilk kez açıkladı : Rekor Artış Olacak

Türkiye ekonomisi, yüksek enflasyon, gelir kaybı ve artan işsizlik riskiyle sarsılıyor. NEFES gazetesine konuşan Ziraat Bankası Eski Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşcu’ya göre, mevcut tablo iflas ve kapanma dalgasının büyümesine yol açabilir.

Prof. Dr. Şenol Babuşçu ilk kez açıkladı : Rekor Artış Olacak
Yayınlanma Tarihi : 15 Haziran 2025 21:30

Prof. Dr. Şenol Babuşcu'nun değerlendirmeleri, halihazırda zorlu bir süreçten geçen Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu riskleri net bir şekilde ortaya koyuyor. Enflasyonun hanehalkı alım gücünü eritmesi, işletmelerin maliyetlerini artırması ve genel ekonomik belirsizliğin yatırımları olumsuz etkilemesi, Babuşcu'nun endişelerinin ana nedenleri arasında yer alıyor.

KAPATAN ESNAF SAYISI ARTIYOR

İstanbul, İzmir başta olmak üzere çok sayıda kentte iş yerini kapatan esnaf sayısı artıyor. Ekonomistlere göre yeni açılan işyerlerinin sayısı ise yüksek vergiler nedeniyle giderek azalıyor. Birçok kişi yatırım yapmak için mevduat faizlerinin yüzde 50 rakamlarını bulması nedeniyle parasını bankada faize yatırıyor. 1 yıl içerisinde 10 milyon lirası olan bir mevduat sahibi yaklaşık 16 milyon lira gibi bir rakama sahip olabiliyor. Bu durum ise yatırımcı sayısının azalmasına yol açarken mevduat faiziyle kazanç sağlayanların artmasına yol açıyor.

NEFES'ten Şehriban Kıraç Ziraat Bankası Eski Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşcu ile ekonomideki son gelişmeleri konuştu...

- İsrail-İran gerilimi Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?

İsrail ile İran arasındaki çatışma, Türkiye ekonomisini özellikle petrol fiyatları ve döviz kuru üzerinden etkileyebilir. Petrol fiyatlarının yükselmesi, Türkiye’nin enerji maliyetlerini artırarak enflasyonu tetikleyebilir. Aynı zamanda yabancı yatırımcıların Türkiye’den uzak durmasına neden olabilir. Bu da kurda baskı yaratabilir.

KAZANIMLAR KAYBEDİLDİ

- Ekonominin geldiği son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son 2 yıldır ekonomideki bazı olumlu gelişmelerin önemli bir bölümü 19 Mart operasyonuyla kaybedildi. Mevduat ve kredi faizleri 10 puana yakın yükseldi, Merkez Bankası rezervleri 50 milyar doların üzerinde eridi. 2 yıldaki kazanımlar önemli ölçüde kaybedildi.

- Batık kredi miktarı 400 milyar lirayı aştı. Kredi maliyetleri çok yüksek, bu firmaları ve bireysel müşteriyi nasıl etkiler?

Kredi faizlerinin 10 puana yakın yükselmiş olması firmalar ve bireyler için kredi geri ödemelerinde oldukça sıkıntılı bir dönemin başlamasına neden oldu. 17.6 trilyon TL’lik toplam kredinin yaklaşık 400 milyar TL’si takipte olup, aynı zamanda 1.3 trilyon TL’lik de yakın izlemede bulunan kredi tutarları dikkate alındığında bankaların kredi risklerindeki yüksek tutar ön plana çıkıyor.

REEL SEKTÖR DARBOĞAZDA

- Büyüme yavaşladı, iflaslar hızlandı, bu dönemde reel sektörü neler bekliyor?

Reel sektörü zor bir yıl bekliyor. Ekonomide büyümenin sıkıntılı olduğu, finansmana erişimin neredeyse imkânsız hale geldiği bu dönemde reel sektör ciddi bir darboğazla karşı karşıya. 2025’in ilk 5 ayında konkordato başvurusu yapan firma sayısı 2 bin 235’e ulaştı. İflas ve konkordato süreçleri hızla artıyor. Krediye erişimde yaşanan sıkıntılar, yüksek maliyetler ve daralan iç talep; özellikle KOBİ’ler için sürdürülebilirliği tehdit ediyor. İşsizlikteki artış, bu tabloyu daha da ağırlaştırıyor. Bu gidişat, sadece konkordato talep eden firmaları değil, onlarla iş yapan ve alacaklı durumdakileri de etkiliyor. İflas kararlarının ortalama 413 günde sonuçlandığı bir sistemde, önümüzdeki dönemde ticari ilişkilerde güven sorunu derinleşebilir. Eğer makroekonomik istikrar ve finansmana erişim koşulları hızla iyileştirilmezse, reel sektörde iflas ve kapanma dalgası büyüyebilir.

- 19 Mart’tan sonra İmamoğlu operasyonuyla ekonomide de ciddi bir kriz yaşandı. Bu süreçte yapılan hatalar nelerdi?

19 Mart sonrası süreçteki kriz, ekonomi ile siyaset arasındaki kırılgan ilişkiyi yeniden gözler önüne serdi. Bu süreçte yapılan temel hata, ekonomi politikalarının öngörülebilirliğini zedeleyen siyasi adımların kamuoyuna yansıması ve kurumsal bağımsızlık algısının zayıflamasıdır. Ekonomi yönetiminin, siyasi istikrar ve kurumsal özerklikle desteklenmesi şart.

EN CAN YAKICI SORUN ENFLASYON

- Şu anda Türkiye ekonomisi­nin en can yakan 3 konusu nedir, çözüm için neler önerirsiniz?

Yüksek enflasyon, gelir da­ğılımındaki bozulma ve işsiz­lik. Enflasyon alım gücünü eritiyor, özellikle dar gelirli kesimi çok zorluyor. Gelir dağılımı giderek adalet­siz hale geliyor, bu da toplumsal huzursuz­luğu besliyor. İşsizlik ciddi anlamda olumsuz sinyaller veriyor. Çözüm için sadece faiz artırmak yetmez. Güçlü bir yapısal reform programı, adil ve öngörü­lebilir bir vergi sistemi, bağım­sız kurumlar ve hukukun üstünlüğü şart.

VATANDAŞ İÇİN DAHA SIKINTILI GÜNLER GELİYOR

- Enflasyonda istenilen düşüş sağlanamıyor, yıl sonu için enflasyon öngörünüz nedir?

Türkiye’de enflasyon, sıkı para politikasına rağmen yüksek seyrini koruyor. Bu durum, maliyet yönlü baskıların ve bozulmuş fiyatlama davranışlarının hâlen güçlü olduğunu gösteriyor. Kur geçişkenliği, kamu fiyat ayarlamaları göz önüne alındığında, enflasyonun yüzde 30 bandına yakın seyretmesi olası. Sadece para politikası değil, maliye politikası, kurumsal güven ve beklenti yönetimi birlikte ele alınmadıkça enflasyonda kalıcı bir iyileşme sağlamak zor olacak.

- Hayat pahalılığı ve gelir erimesini de düşününce vatandaşı nasıl günler bekliyor?

Önümüzdeki dönemde hayat pahalılığı hissedilir şekilde devam edecek. Fiyatlar yüksek seviyede kalacak. Bu da sabit ya da sınırlı geliri olan vatandaş için alım gücünün daha da daralması anlamına geliyor.

Özellikle temel harcamalardan; gıda, kira, eğitim, ulaşım ve enerji gibi kalemlerde gerçek enflasyonun hissedilen düzeyi çok daha yüksek. Ücret artışları bu alanlardaki fiyat artışlarını telafi edemediğinden, halkın yaşam standardı düşmeye devam edecek. Eğer gelir artışları enflasyonun altında kalmaya devam ederse, önümüzdeki aylarda geçim sıkıntısı daha da yaygın hale gelebilir. Bu süreçte vatandaşı zorlayan en büyük unsur, belirsizlik. Fiyatların nereye gideceği kestirilemiyor, planlama yapmak zorlaşıyor. Önümüzdeki günler, özellikle dar ve sabit gelirli kesim için ekonomik açıdan oldukça sıkıntılı geçecek.

İŞSİZLİK DAHA DA ARTACAK

-2025 sonu için kur, faiz, büyüme, işsizlik öngörünüz nedir?

Döviz kuru, yıl boyunca kont­rollü ama yukarı yönlü bir seyir izleyebilir; yıl sonunda dolar/ TL’nin 44 - 46 bandında olması sürpriz olmaz. Faiz oranları, enflasyon yeterince düşmediği sürece yüksek kalmaya devam edecek; yıl sonuna kadar politika faizinde sınırlı bir düşüş olabilir. Politika faizinin yüzde 35 civarında olacağı öngörüle­bilir. Büyüme yaklaşık yüzde 3 olabilir. Ancak bu büyü­me ne yazık ki istihdama çok güçlü yansımaya­bilir. - Kaynak: Nefes.com.tr - Şehriban Kıraç

İlgili Haberler